Bizim Hikayemiz

The Güveç, yüzyıllardır Anadolu’nun dört bir yanında kaynayan toprak kapların, ağır ateşin ve sabrın birleşiminden doğan eşsiz bir mutfak kültürünün temsilcisidir.

Bizim için güveç, aceleye gelmeyen, yavaş yavaş olgunlaşan, lezzetini zamandan alan bir sanattır.

Ustalarımız, her bir yemeği saatler süren özenli bir süreçte hazırlar.

Etlerimiz yumuşacık olurken, sebzeler kendi suyunda pişer ve baharatlar tüm aromalarını yemeğe bırakır.

Bu yüzden her lokma, hem geçmişin hem bugünün tatlarını bir arada sunar.

Osmanlı güvecinden pastırmalı kuru fasulyeye, köy güvecinden kekikli tavuk güvece kadar menümüzdeki her yemek, geleneksel tariflerin modern sunumla buluşmuş halidir.

Biz, malzemeden pişirme tekniğine kadar hiçbir aşamada kaliteden taviz vermeyiz.

Çünkü biliyoruz ki, güveçte pişen yemek, sadece bir yemek değil; kültürün, sabrın ve emeğin sofraya yansımasıdır.

The Güveç olarak amacımız, bu kadim lezzeti hem yerel hem de uluslararası mutfaklara taşıyarak, “güveç” denildiğinde akla gelen ilk marka olmaktır.

Bizim için her güveç, ustalıkla yoğrulmuş bir zaman yolculuğudur.